WhatsApp saldırısı ne anlama geliyor? (Şimdiki nesil son özgür kuşak mı?)

Dijitalleşen dünya hayatımızın her alanında kendisini gösteriyor. Bir dönem hayatımızın bir parçası olan SMS’lerin WhatsApp’a yenilmesi ve bugün neredeyse her akıllı telefonda mesajlaşmak için bu veya muadili uygulamanın bulunması dönüşümün en göze çarpan örneklerinden birisi. Yayınlanan son verilere göre, mobil mesajlaşma platformu WhatsApp 180 ülkede 1.5 milyar aktif kullanıcıya sahip. Geride bıraktığımız 2018 sonu itibari ile Dünya genelinde ise 4 milyar 570 milyon akıllı telefon kullanıcısı bulunuyor. Başka bir deyişle Facebook’un 2014 yılında rekor ücret ile bünyesine kattığı uygulama, telefon kullanan her üç kişiden biri tarafından düzenli olarak kullanılıyor. Bu sayede dünyanın en çok kullanılan mesajlaşma uygulaması olan WhatsApp, hem çok önemli bir veri havuzunun sahibi hem de çok büyük bir risk ile yaşamak zorunda. Geçtiğimiz günlerde platformun yaptığı açıklama riskin ne denli büyük olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. WhatsApp hacker’ların akıllı telefonların işletim sistemini ele geçiren bir yazılım yüklediğini açıkladı. Yapılan açıklamada casus yazılımın sadece “bir grup kullanıcı”yı hedef aldığının altı çizilse de söz konusu siber saldırı artık rutin hayatımızın bir parçası olan telefonlarımızın ve bu cihazlarda yer alan uygulamaların gizliliğimizin ihlal edilmesinde ne kadar büyük bir rol oynayabileceğini gözler önüne seriyor. Bu da akıllılara WikiLeaks kurucusu Julian Assange’ın “Şimdiki nesil, son özgür kuşak” sözünü getiriyor. 2012’den beri Ekvador’un Londra’daki Büyükelçilik binasında yaşayan ve geçtiğimiz haftalarda tutuklanan Assange, Barcelona’daki Dünya Etik Veriler Forumu’nda yaptığı konuşmada “Şu anda doğmakta olan bu kuşak, son özgür kuşaktır. Siz doğuyorsunuz ve hemen ya da bir yıl sonra tüm dünya sizi biliyor” ifadelerini kullanmıştı. Söz konusu saldırı sonrası şunu rahatlıkla söyleyebiliriz ki kişisel verilerimiz ve gizliliğimiz insanlık tarihi boyunca hiç bu kadar korumasız olmamıştı. WHATSAPP SALDIRISINI KİM YAPTI? İngiliz Financial Times gazetesinin iddiasına göre, WhatsApp’ın acilen bir güncelleme yayınlayarak kullanıcılarını korumaya çalıştığı siber saldırı, İsrail merkezli bir güvenlik firması olan NSO Grup tarafından geliştirilen bir yazılım üzerinden düzenlendi. İddialarda adı geçen NSO Grup konuyla ilgili açıklama yapmadı. İsrail şirketinin geliştirdiği bir casus yazılımın ismi, daha önce de İstanbul'da öldürülen Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayetinde geçmişti. Aynı haberdeki iddiaya göre, ‘Pegasus’ adı verilen yazılım, WhatsApp üzerinden sızdığı akıllı telefonlardan coğrafi konum, mikrofon ve kamera kayıtları gibi özel verileri elde edebilme yeteneğine sahip. Hala söz konusu saldırının kimi veya kimleri hedef aldığı, kaç kullanıcının bu yazılımdan etkilendiğine dair resmi bir açıklama bulunmuyor. Uluslararası haber ajansı Reuters’ın abonelerine geçtiği bilgiye göre söz konusu saldırı insan hakları savunucularını hedef aldı. WhatsApp'ı bünyesinde bulunduran Facebook ise söz konusu saldırının dünya genelinde kaç kişiyi etkilediği ve kimleri hedef aldığını belirleyebilmek için zamana ihtiyaç olduğunu belirtmek ile yetiniyor. 2016 yılında kullanıcılarının mesaj gizliliği için yeni bir güvenlik önlemini kullanıma sokan WhatsApp, yazışmaları şifreleme teknolojisi ile kriptonize ederek gönderip almaya başlamıştı. ‘Uçtan uca şifreleme’ olarak adlandırılan bu özellik şu anlama geliyor: Bu özelliği kullanan kişilerin mesajları, devlet kurumları, hacker'lar veya telekom şirketleri tarafından görülemeyecek. Günümüzde sadece WhatsApp değil, Viber ve Telegram gibi diğer haberleşme odaklı uygulamalar da bu güvenlik sistemine ev sahipliği yapıyor. Ancak son yaşanan siber saldırı sonrası alınan tüm önlemlere rağmen bu platformlara sızmanın mümkün olduğu ortaya çıktı. Başka bir deyişle, ‘uçtan uca şifreleme’ye rağmen bu platformlara sızmak bu kadar kolay ise geleceğimiz sandığımızın aksine pek de parlak olmayabilir. 

Kaynak: NTV